To improve learning environment in primary schools
We denounce with righteous indignation and dislike men who we are to beguiled demoralized by the charms of pleasures that moment, so we blinded desires, that they indignations.
News & Updates
Gezegenimizin doğal dengesinin en büyük kaynağı; denizlerdir. Çünkü;
Denizlerin ve deniz varlıklarının iklim değişikliği, aşırı ve/ya bilinçsiz avlanma, çevresel bozulmalar, tüketim alışkanlıklarımız gibi bir çok ana sebepten, gezegenimizin deniz ve okyanuslarının ekosistemleri bozulmuş, denizlerde ve/ya denizlere bağlı yaşamlar ve kaynaklar azalmış durumdadır.
Üstelik, Avrupa’nın en büyük araştırma ve inovasyon programı olan Horizon 2020 stratejisi tahminlerine göre; 2050’ye kadar küresel nüfus artışıyla beraber gıda talebinin %70 kadar daha artacağı tahmin edilmektedir. Bu talep artışı ile beraber gıda güvenliğinin gelecek nesiller için önemli bir sorun teşkil edeceği öngörülmektedir.
Hal böyleyken; gezegenimiz ve içindeki yaşamın sürdürülebilirliği için, denizleri ve denizel varlıkları korumak, ekosistemlerin sürdürülebilirliğini sağlamak ve bu arada da yerküre üzerindeki insan yaşamını doğayla uyumlu hale getirmek zorunlu hale gelmiştir.
Bu sebepten; dünya çapında mavi ekonomi, mavi sürdürülebilirlik, mavi büyüme ve mavi işler kavramları ortaya çıkmıştır.
«Mavi ekonomi»; deniz ekosisteminin ve denizel doğal kaynakların sağlığını muhafaza ederken, ekonomik büyüme, daha iyi geçim kaynakları ve istihdam için deniz kaynaklarının sürdürülebilir kullanımıdır.
Mavi Ekonomi, denizlerde ve denizle ilgili sektörlerde adil, bilinçli ve sürdürülebilir büyümenin gerçekleştirilmesini hedef alır.
«Mavi sürdürebilirlik» ise; mavi ekonomi ile denizlerimizin, bütünün yararına olan sürdürülebilirliğini ifade eder.
Sürdürülebilir mavi ekonomik dönüşümün sağlanmasıyla; insan ve doğa yararına olan bir çok yeni ve önemli faydayı beraberinde getirmektedir. Örneğin; denizleri ve denizel varlıkların korunup sürdürülebilirliği sağlanırken bir yandan da yeni iş ve istihdam alanları (mavi işler) oluşur, yoksullukla mücadelede ve gelir dağılımının adaletinde ekonomik faydalar sağlar.
Böylece, doğal bir sermaye olan deniz ekosistemleri koruma altına alınıp ekosistem bütünlüğü garanti altına alınır ve hem biyoçeşitilik hem de verimlilik artacaktır.
Ayrıca, mavi ekonomiyi/büyümeyi destekleyici iş türleri hem balıkçılığın sürdürülebilirliğine destek verirken hem de balığın/su ürünlerinin sürdürebilir tüketimine olanak sağlayacaktır.
Nesiller boyunca tüm toplumlar, özellikle de balıkçılar, kendilerine özgü bir yemek kültürüne sahip olmuşlardır. Su ürünlerini/balığı işleme teknikleri ve araçları, saklama yöntemleri ve kullanılan malzemeler gibi birçok unsur da yemek kültürünü etkilemiştir.
Özellikle, sanayileşmenin artmasıyla birlikte, yemek kültürü hızla değişmeye başlamıştır. İnsanların çalışma ortamında çok fazla zaman geçirmesi, özellikle kadınların da iş hayatına dâhil olmasıyla kolay bulunur ve pratik yiyeceklere olan talep artmıştır. Fazla vakit harcamadan dakikalar içinde hazırlanabilen konserve gıdaların her geçen gün daha fazla çeşidi üretilmiş ve bu gıdalar günlük hayatta sıklıkla kullanılmaya başlanmıştır.
Ancak, Türkiye’de konserve balık/su ürünleri denince endüstriyel-market üretim zincirleri akla gelmektedir. Aslında, üç bir tarafı denizlerle kaplı ülkemizde çok fazla balık çeşidi varken, balık severler marketlerdeki tek tip balığa mecbur kalmıştır.
Ayrıca, istatistiklere göre yurdumuzda avlanan balığın %86.2’lik kısmı taze olarak tüketilmekte, teknolojiye intikal eden miktar ise dondurulmuş, kurutulmuş, tuzlanmış ve tütsülenmiş olarak tümü % 13.8 civarında bulunmaktadır. Yani; ülkemizde tutulan balıkların hemen hemen tamamı taze olarak tüketilmektedir. Balığın pek az bir kısmı mutfağımızda işlenmiş olarak yer almaktadır.
Halbuki, dünyada üretilen balığın sadece %31.7 kısmı taze olarak tüketilmekte, geri kalan % 59.3 kısmı ise konserve haline dönüştürülmektedir.
Oysa, balıkların işlenerek konservelenmesi ile, balığın besleyici değeri yükselmekte, muhafazası kolay ve daha ekonomik olduğu için denizden uzak bölgelerde yaşayan ve/ya her çeşit gelir seviyesindeki halka ulaştırılması kolaylaşmakta, özellikle dar gelirli ve soğutucu cihazlardan yoksun ailelerde muhafaza olanakları artmaktadır.
Tüm bu sebeplerden market ekonomisiyle artan tüketim talebini karşılamak için aşırı ve bilinçsizce avlanan balıkların, israfını önlemeye yönelik modeller ve adil rekabet ortamı oluşturmak şart hale gelmiştir. Detaylar için «Ev yapımı» kavanozda balık konservesi
Kadın Balıkçılar Derneği
Bizi Takip Edin
Güzeltepe Mah.
Abidin Daver Sok. 7/1
Çankaya – Ankara